Pazar, Şubat 15, 2009
Pazar, Şubat 08, 2009
Pazartesi, Şubat 02, 2009
Bir satış ilanı
Kulaklarında pırlanta küpe,
boyunlarında inci kolye,
süslü hanımlar!
Üzeri kürklü hanımlar!
istemez misiniz biraz daha
su samuru göndereyim size;
hutiya, vizon,
vaşak, leopar...
Ağır davetler, kibar törenler için
ve çinçilya.
Çinçilya göndereyim size.
Yüz çinçilya postundan
ancak bir manto çıkar.
Bulunmaz her arandığında.
Cafer Yıldırım "2x2 dört sincaptır belki"
Tilkinin pirelerle dansı
Günlerdir rahatsızdı tilki.
Artık kaşınmaktan yorulmuştu.
Sağ tarafını dişlese,
sol tarafına kaçışıyordu pireler.
Bir ormanda dolaşır gibi dolaşıyorlardı
gün boyu tüylerinin arasında
Her canlı bir başkasıyla beslenir,
diye boyun mu eğsin tilki?
Kurnazlığın bir işe yaramıyor değil mi,
diye güldürsün mü kendine pireleri?
Toros dağlarında bir sabah vakti
terzi kuşlarından, yer sıçanlarından da
sakınarak düşündü bütün bunları.
Sırtında pirelerden bir ordu.
Ne tepeli tiranlardan
ne kardinal kuşlarından yardım istedi.
Belki biraz kederli,
daha çok da düşünceli;
"Her zorluğun bir çaresi olmalı." diyordu
"Her sıkıntıdan bir kurtuluş yolu bulunmalı."
...
Başlarına gelecekten habersiz pireler
yenice kalkmışlardı sabah kahvaltısından.
Denizin kıyısından bir tutam
yosun kopardı tilki,
sonra yavaşça bıraktı kendini
soğuk suların derinliğine.
Gömüldü burun deliklerine kadar.
...
Cafer Yıldırım "2x2 Dört Sincaptır Belki"
Aslanla Rüzgar
Ladinlerin gölgesine
bütün heybetiyle kurulmuş
aslan düşünmekteydi bir gün.
Onu hiç yalnız bırakmayan
rüzgar usul usul esmekte,
taze bir serinlikle
taramaktaydı düşüncelerini.
Aslan: "Ben ," dedi "Kralıyım gerçi,
Bütün hayvanlar aleminin.
Ne var ki senin
payın da küçümsenemez
kurduğum hükümdarlıkta."
"Neden?"dedi rüzgar.
"Ben ne yaptım ki?"
-Alçak gönüllü her dost gibi-
"Sesine ses mi kattım,
pençelerine bir tırnak mı
ekledim yoksa?"
Böyle konuştu ya
Aslan daha bir sevdi rüzgarı.
Ona doğru çevirdi yüzünü.
"Kükrediğimde sen götürdün
sesimi ormanların en uzak köşelerine;
yılanların deliğine
ve kurtların inine dek...
istersen burgacında
boğup yok edebilirdin de.
Uğultunla örselerdin gücümü."
...
Cafer Yıldırım "2x2 Dört Sincaptır Belki"
Açgözlü Ayının Öyküsü
Ormanın birinde
Açgözlü ve tembel bir ayı yaşıyordu;
bulmuştu o çalışmadan yaşamanın yolunu.
Kocaman gövdesiyle, güçlü pençeleriyle
ve sivri dişleriyle korkuttuğu
sincaplar ve arılar ona hizmet ediyordu.
Bal yapıyordu onun için arılar;
sincaplar ceviz, fındık topluyordu.
Açgözlü ayı, bakıp gelen yiyeceklere
kızgın kızgın söyleniyordu.
-Bu kadar mı getirdiniz?
Ne kadar tembelsiniz.
Eh o zaman şansınıza küsün siz de
yemek yiyemezsiniz;
bunlar ancak bana yeter...
Bütün gün hiç durmadan çalışan
emek verip ter döken
Sincaplar ve arılar şaşıyordu bu işe.
...
Cafer Yıldırım'ın derlediği "şairlerimizden masal şöleni" adlı kitaptan Gülsüm Cengiz'in yazdığı "açgözlü ayının öyküsü "nden bir bölüm
Morpa Kültür Yayınları'ından çıkan kardelen kitaplar serisinden "mavi" adlı öykü kitabı için resimleme